Apple birçok kişi için hayal kırıklığı yaratan yeni giriş seviyesi iPhone 16e modelini resmi olarak tanıttı. Sessiz sedasız bir şekilde gerçekleştirilen lansman etkinliğinde piyasaya sunulan cihaz pek çok tüketiciyi şaşırttı. Fakat bu şaşkınlık ne yazık ki genellikle olumsuz anlamda oldu.
Aylar süren bekleyişin ardından tanıtılan iPhone 16e‘nin beklentileri karşılayamadığı oldukça açık. Special Edition (SE) serisinin sonunu getiren ve geçen yılın Eylül ayında tanıtılan iPhone 16 serisi akıllı telefon ailesinin “küçük kardeşi” olarak yerini alan cihaz, “Steve Jobs’un kemiklerini sızlatan” unsurlarıyla tüketicilere istediğini veremedi.
iPhone 16e neden hayal kırıklığı yarattı?
“Uygun fiyatlı” olarak lanse edilen yeni Apple telefonu birçok açıdan sınıfta kalmış görünüyor. Apple’ın uğruna kıydığı “SE” serisinden bağımsız olarak gelen cihazın eksi yönlerini sizler için bir araya getirdik.
Bu içeriğe, cihazın 47 bin 999 TL’lik fiyat etiketini göz önünden ayırmadan göz atmanızda fayda var. Belki de normal şartlarda standart, hatta beklentileri karşılayan bir cihaz olabilecekken; bu anormal fiyatı ve eksiklikleri sebebiyle aylarca süren bekleyişimiz de son derece anlamsız bir hal alıyor.
Kendi segmentindeki modellerden çok ama çok daha pahalı olan iPhone 16e, aynı fiyat aralığındaki rakiplerinden ise donanım konusunda oldukça geride kalıyor. Daha detaylı bir incelemeye hazırsanız, hadi başlayalım…
Bu nasıl “uygun fiyatlı” telefon?
Apple’ın şu anda en ucuz telefonu olarak karşımıza çıkan iPhone 16e fiyat etiketi bakımından bizleri oldukça şaşırtıyor. iPhone SE (2022) modeli 429 dolar fiyatla raflarda boy göstermeye başlamıştı. iPhone 16e’nin ise 599 dolarlık bir fiyata sahip olduğu görülüyor. İki model arasında 170 dolar fark bulunuyor.
Elbette ki bu fiyat artışının akıllara yatan bazı sebepleri mevcut. Örneğin cihaz daha güçlü bir işlemci olan A18 Bionic’ten güç alıyor. Bu da kullanıcıların iPhone 16 serisinde elde ettiği performansa yakın bir deneyime kavuşmasına yardımcı oluyor.
Öte yandan selefinde küçük bir LCD ekran bulunurken, yeni model gelişmiş bir OLED ekranla sunuluyor. Ancak yine de ekranın iPhone 13 ile birebir aynı olduğu göz önüne alındığında, bu agresif fiyat artışının sebebi soru işaretleri oluşturuyor.
“Special Edition” (SE) serisi uygun fiyatlı iPhone modellerini bir araya getiriyordu. Artık “S” harfi atılan ve yalnızca “e” olarak kalan seri, “uygun fiyatlı telefon” kavramını bizlere sorgulatıyor. Bununla birlikte cihazın teknik özelliklerini düşündüğümüzde, aradaki fiyat farkını destekleyecek herhangi bir unsur yok gibi görünüyor.
47 bin 999 TL’den başlayan fiyatlarla raflara gelen cihaz, 512 GB’lık sürümüyle 62 bin 999 TL’den elde edilebiliyor. Ortalama bir kullanım için 256 GB’lık sürümü tercih edecek kullanıcıların 52 bin 999 TL ödemeleri gerekiyor. Selefi olan iPhone SE 3’ün mağazadan kaldırılmadan önceki fiyatı 32 bin TL idi… Bu noktada “Apple bizimle eğleniyor mu?” diye düşünebilirsiniz.
iPhone 16e’nin resmi fiyat listesi şu şekilde karşımıza çıkıyor:
- 128 GB: 47 bin 999 TL
- 256 GB: 52 bin 999 TL
- 512 GB: 62 bin 999 TL
60 Hz’lik vasat yenileme hızı
iPhone 16e’nin 60 Hz ekran yenileme hızına sahip olduğu belirtiliyor. Bilmeyenler için bu özellik, cihazın ekranının saniyede kaç kez yenilendiğini gösteriyor. Dolayısıyla ekran saniyede 60 kez yenileniyor diyebiliriz. Fakat bu oran, “modern akıllı telefon çağında” tam anlamıyla fiyasko kalıyor.
iPhone 16 serisi 90 Hz yenileme hızı desteğiyle karşımıza çıkarken, serinin en gelişmiş modelleri olan iPhone 16 Pro ve iPhone 16 Pro Max’te 120 Hz ProMotion yenileme hızı destekleniyor. 60 Hz yenileme hızı özellikle de oyun deneyiminde fark edilebilir bir gerileme yaşatıyor. Hareketli görüntülerde bulanıklık artarken, daha düşük tepki süresi gösteriliyor.
Günümüzde giriş seviyesi akıllı telefonlarda bile 60 Hz yenileme hızı artık çok eski kalıyor. Türkiye’de 10 ila 20 bin TL arasındaki birçok model artık 90 Hz yenilemeyle çalışıyor. Orta seviye telefonlarda 120 Hz, hatta bazı cihazlarda 144 Hz’e kadar çıkılıyor. Bu da cihazın mobil oyunculuk gibi bazı kullanım senaryolarında kullanıcıları üzebileceğinin ipuçlarını veriyor.
Dolayısıyla minimum 47 bin 999 TL ödediğimiz “uygun fiyatlı” telefonumuz ne yazık ki yalnızca günlük kullanım için yeterli bir yenileme hızı performansı gösteriyor. Dolayısıyla daha akıcı bir deneyime sahip olmak isteyen kullanıcıların bu modelden uzak durmaları gerektiğini ekleyelim.
Eski çentikli tasarım kullanılmaya devam ediyor
iPhone 16e modelinin en çok hayal kırıklığı yaratan unsurlarından bir ide eski çentikli tasarımın devam etmesi oluyor. iPhone X modelinden bu yana karşımıza çıkan tasarım öğesi ne yazık ki 2025 model iPhone’da da sürdürülüyor.
En son iPhone 14’te gördüğümüz çentikli tasarım pek çok Apple kullanıcısı tarafından “nefretle” anılıyor. Dinamik Ada yeni modellerde mükemmel bir alternatif olarak karşımıza çıkarken, 16e’nin bu rahatsız edici unsuru hemen ilk bakışta göze batıyor. Ki batmayacak gibi de değil…
Çentik tasarımı maalesef ekran alanının maksimum kullanımını olumsuz yönde etkiliyor. “Full screen” görüntüsünden uzak bir imaj çizen yeni model, ekranın üst tarafında büyük ve çirkin bir alan kaybına sebep oluyor. Ekran bütünlüğün bozan bu unsur, özellikle de film izlerken ya da tam ekran uygulamalarda negatif bir kullanıcı deneyimi yaratıyor.
Android telefonlarda mevcut olan delikli ekranların bile buna karşı daha iyi bir seçenek olduğunu düşündüğümü eklemek isterim. Ayrıca bu şekilde cihaz modernizmden uzak görünüyor ve adeta suratta “yolda sevmediğin eski bir arkadaşınla karşılaşmış” gibi nahoş bir ifade yaratıyor.
Bu konuda bir parantez daha açmak gerekirse, 47 bin 999 TL’ye satın aldığım bir telefonun çentikli tasarımıyla bana “teknolojik geri kalmışlık hissi” yaratmasından pek hoşlanmayacağım. Bazı şeylerin artık geride kalması gerekiyor, fakat Apple bunun henüz farkında değil…
‘Yalnızlıktan ölecek’ tekli arka kamera
iPhone 16e ile ilgili hayal kırıklığı yaratan bir diğer önemli unsur ise tekli arka kamerası oluyor. Elbette ki cihaz, daha ucuz bir üretim maliyeti açısından belki de buna mecbur kalıyor.
Fakat Apple’ın anlayamadığı bir şey var: “Bu bir giriş seviyesi telefon değil…” Ya da “bu fiyata giriş seviyesi telefon olmaz…” Dolayısıyla yaklaşık 50 bin TL’ye satılan bir telefonda tekli kamera ile karşılaşmak… Neyse, bu paragrafı aşağıdaki görselle tamamlayalım…
Cihaz tekli kamera nedeniyle ultra geniş açı ve telefoto lens gibi ek özelliklerden mahrum kalıyor. Bu da ne yazık ki mobil fotoğrafçılar için daha sınırlı bir deneyim sağlıyor.
Bir geniş manzara fotoğrafı çekmek istediğinizi hayal edin… Ya da uzaktaki bir nesneyi yakınlaştırmak istediğinizi… Evet, yalnızca hayal edin, zira 47 bin 999 TL’lik iPhone 16e’niz bunu pek de iyi gerçekleştiremeyecek.
Amiral gemisi iPhone’larda yer alan Sinematik Mod ve Aksiyon Modu gibi özellikler de tahmin edebileceğiniz gibi iPhone 16e’de bulunmuyor. Günümüzde çoğu giriş seviyesi telefonda bile birden fazla kamera yer aldığını göz önünde bulundurmak gerekirse, fotoğrafçılığa ilgi duyan kullanıcılar için bu cihaz asla yeterli olmayacak gibi görünüyor.
MagSafe desteği bulunmuyor
iPhone 16e’nin mahrum olduğu bir diğer özellik ise MagSafe teknolojisi oluyor. Apple tarafından ilk kez 2020 yılında iPhone 12 serisi akıllı telefon ailesi ile birlikte tanıtılan bu özellik, kullanıcıların daha hızlı ve verimli bir kablosuz şarj deneyimine sahip olmalarına yardımcı oluyor. Bununla birlikte cüzdan, kılıf ve araç tutucular gibi manyetik aksesuarların pratik bir şekilde takılmasına da imkan sağlıyor.
MagSafe özelliğini desteklemeyen iPhone 16e yalnızca 7.5W’a kadar Qi kablosuz şarj özelliğini destekliyor. Yani MagSafe’li iPhone’ların 15W hızlı şarjına kıyasla çok daha düşük bir şarj performansı sunuluyor.
Günümüzde birçok Android cihazda bile benzer şarj ve aksesuar özellikleri desteklenirken, 2025 yılında piyasaya çıkan bir iPhone modelinin bu işlevi sunmaması hayal kırıklığına sebep oluyor.
Steve Jobs’un mirasına saygısızlık
Steve Jobs belki de tek başına “akıllı telefon” çağını başlatan isim oldu. Apple’ı zirveye taşıyan ve bu yolda Nokia, BlackBerry, HTC ve daha pek çok efsaneyi tarihin tozlu rafları arasına karıştıran isim acaba iPhone 16e’yi görse ne derdi?
Steve Jobs’un yeni bir ürün tasarlarken uyguladığı felsefe, her şeyden önce kullanıcı deneyimi ve yenilikçi teknolojilere dayanıyordu. Ürünün yalnızca iyi bir tasarım değil, aynı zamanda mükemmel bir işlevselliğe sahip olmasını şart koşan Jobs, kullanıcı deneyimi için mükemmelliyetçi bir bakış açısına sahipti.
Apple ürünlerinin bu kadar yüksek fiyatlı olması ve “premium” cihazlarla pazara şekil vermesinin iki temel sebebi vardı. Bu sebepler “yüksek kalite” ve “yeniliğe değer vermek” idi… Bu noktada “yüksek kalite” kısmı tartışmalı olabilir. Zira fiyatını da bir kenarı bırakarak, bunun giriş seviyesi bir cihaz olduğunu kabullenelim. Fakat şu kesin ki, Apple bu cihaza yeniliği tamamen hiçe saydı.
Apple ürünlerinin her zaman “tam” ve “mükemmel” olması gerektiğine inanan Steve Jobs, iPhone 16e’yi görseydi muhtemelen oturduğu yerde ağlardı. “Kullanıcı deneyimi” kavramına adeta bir küfür niteliğinde olan “çentikli tasarım”, halihazırda Dinamik Ada gibi yenilikçi ve etkileyici bir teknoloji geliştirilmişken neden hala tercih ediliyor? Galiba bu sorunun mantıklı bir yanıtını kimse bilmiyor.
Sonuç olarak söyleyebiliriz ki iPhone 16e, Steve Jobs ve Apple felsefesine aykırı bir çizgide bulunuyor. Belki de Steve Wozniak ya da diğerlerinin Tim Cook’a gerçeği söylemesi gerekiyor…
iPhone 16e teknik özellikleri
Boyutlar | 146,7 x 71,5 x 7,8 mm |
Ağırlık | 167 gram |
Ekran | 2532 x 1170 piksel çözünürlük, 60 Hz yenileme hızı, 1200 nit tepe parlaklık, ikinci nesil Seramik Kalkan, HDR10+ ve Dolby Vision, 6,1 inç Super Retina XDR OLED ekran |
İşlemci | Apple A18 (4 Çekirdekli GPU) |
RAM ve Depolama | 128 GB, 256 GB, 512 GB depolama alanı |
Arka Kamera | f/1.6 diyafram açıklığı ve OIS’li tek 48MP arka kamera |
Selfie Kamerası | f/1.9 diyafram açıklığına sahip 12 MP ön kamera |
Bağlantı | 5G, Wi-Fi 6, Bluetooth 5.3, GPS, NFC |
Pil | 26 saate kadar video oynatmaya olanak tanıyan pil, 7,5 W kablosuz şarj |
İşletim Sistemi | iOS 18 |
Renk Seçenekleri | Siyah ve beyaz |
Diğer Özellikler | Face ID, aksiyon tuşu, uydu iletişimi (bölgeye bağlı), suya ve toza karşı IP68 sertifikası |
Sonuç: iPhone 16e ‘hayal kırıklığı’ mı, yoksa ‘beklendiği gibi’ mi?
“Uygun fiyatlı iPhone” olarak lanse edilen yeni iPhone 16e bu vadeden son derece uzak kalmış durumda. Cihaz tekli arka kamerası, 60 Hz yenileme hızı, çentikli eski ekranı, MagSafe desteği sunmaması gibi birçok konuda hayal kırıklığına sebep oluyor.
Ancak iPhone 16e’nin en büyük dezavantajı fiyat etiketinden kaynaklanıyor. Söz konusu model belki de 30 bin TL bandında bir fiyatla raflara gelmiş olsaydı, böyle bir inceleme yazısının da kesinlikle hiçbir anlam ve önemi olmazdı. Ancak yaklaşık 50 bin TL’lik fiyat etiketini düşündüğümüzde, rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu cihaz tam anlamıyla bir fiyasko…
256 GB iPhone 6e satın almak isteyen bir tüketici, maddi bir zorluk çekmemesi halinde üzerine biraz daha para ekleyerek zaten doğrudan temel iPhone 16’yı satın alabiliyor. Fakat “bütçe dostu” modeli “ekonomik” olduğu gerekçesiyle tercih ediyorsanız, bu iPhone kesinlikle hiçbir anlamda “premium” bir his vermiyor.
Yalnızca “premium” bir fiyat etiketine sahip olan giriş seviyesi akıllı telefon, alternatiflerine göre son derece geride kalan bir mobil deneyim sunuyor. Apple’ın rakiplerine göre en büyük avantajı “premium hissiyat” olarak bilinirken, bu cihazın “vasat bir hissiyattan” fazlasını vermesi ne yazık ki zor görünüyor.
Bu noktada temel problemin, cihazın “giriş seviyesi” olarak pazarlanması ve “amiral gemisi” modellerle yalnızca küçük bir fiyat farkına sahip olması olduğunu söyleyebilirim. Hal böyleyken, ön sipariş sayfasını açtığımda bile “kazıklanıyor muyum acaba?” hissinden kendimi alamadığımı eklerim.
Bir de Steve Jobs mevzusu var elbette… Toprağı bol olsun, zira iyi ki de Apple’ın bu halini görmedi…
One more thing… Son söz olarak iPhone 16e cihazının aylar süren bekleyişin ardından “tam bir hayal kırıklığı“, Apple’ın ise son yıllardaki ilginç politikası nedeniyle “beklendiği gibi” olduğunu eklemek isterim.