- Donald Trump başkanlığındaki ABD hükümeti Intel'e ortak oluyor.
- Hükümet, Intel'in yüzde 9.9'unu satın alarak en büyük hissedarlarından biri haline geldi.
- Uzmanlar, bu anlaşmanın Intel açısından çeşitli avantajları ve dezavantajları olduğunu belirtti.
Gelişmiş çip üretimini Amerika topraklarına geri getirme hedefiyle hareket eden Donald Trump yönetimi, teknoloji devi Intel ile tarihi bir anlaşmaya imza atıyor. Başkan Trump’ın “harika bir anlaşma” olarak nitelendirdiği hamleyle, ABD hükümeti artık Intel’in en büyük hissedarlarından biri olmaya hazırlanıyor.
ABD hükümeti Intel’e neden ortak oluyor?
Intel’den yapılan açıklamalara göre ABD hükümeti, firmaya CHIPS Yasası fonundan ayrılan 7.9 milyar dolar ve Pentagon’un Secure Enclave programı kapsamında gelen 3 milyar dolarlık fonu, doğrudan hisse senedine dönüştürerek Intel’de yüzde 9.9’luk bir pay sahibi olacak. Şirketin daha önce aldığı 2.2 milyar dolarlık CHIPS fonuyla birlikte, çip devine sağlanan toplam devlet desteği 11.1 milyar dolara ulaşmış oldu.
Peki bu ortaklık ne anlama geliyor? Hükümet, Intel’in yönetim kurulunda yer almayacak ve yönetimsel bir role sahip olmayacak; yani hissesi “pasif” olacak. Ancak The Wall Street Journal’ın haberine göre, hissedar onayı gerektiren konularda Intel’in yönetim kuruluyla birlikte oy kullanacak. Trump geçtiğimiz günlerde Intel CEO’su Lip-Bu Tan’ın derhal istifasını istemişti.
Anlaşmanın en can alıcı noktası ise, Intel’in dökümhane işinin yüzde 49’undan fazlasını elden çıkarması durumunda, hükümete ek yüzde 5’lik bir hisse senedi alma hakkı tanıyan 5 yıllık bir “hisse alım hakkı” içermesi. Bu, hükümetin Intel’in kritik üretim tesisleri üzerindeki kontrolünü güvence altına alma kararlılığının göstergesi olarak yorumlanıyor.
Diğer çip devleri de sırada mı?
Bununla birlikte anlaşma Intel ile sınırlı kalmayabilir. ABD Ticaret Bakanı’nın yaptığı son yorumlara göre, hükümetin diğer, görece daha küçük yarı iletken şirketlerinde de benzer hisse payları edinme olasılığı bulunuyor.
Ancak bu durumun, TSMC gibi sektör devlerinin tepkisini çekebileceği belirtiliyor. Hatta TSMC’nin, 6.6 milyar dolarlık CHIPS Yasası fonunun hisseye dönüştürülecek olması durumunda bunu reddetmeyi değerlendirdiği iddia ediliyor.
Öte yandan Bank of America’ya (BofA) göre, anlaşmanın Intel açısından en büyük artısı, özellikle firmanın yeni ve mevcut müşterilerinin, “ABD’de üretilen ürünlerin pazar payını artırmak için birbirleriyle rekabet etme olasılığının yüksek olması” nedeniyle, çip üreticisinin ABD’deki üretimini güçlendirmesi olacak.
Ancak BofA, anlaşmanın bazı ciddi dezavantajları olduğunu da belirtiyor. Örneğin mevcut hissedarlar için, “ek yakın vadeli fayda olmaksızın yüzde 10’luk bir değer kaybı” riski doğuyor. Intel’in uzun süredir geciken Ohio fabrikası gibi projeler üzerinde artan bir baskı hissetmesi de olası. Şirketin toplam satışlarının yüzde 29’unu oluşturan Çin’deki müşterilerden gelebilecek muhtemel tepkiler de olumsuz bir durum olarak ortaya çıkıyor.