Simülasyon oyunu deyince günümüzde pek çok kişinin aklına gelen ilk oyun hiç şüphesiz ki The Sims serisi oluyor. Maxis tarafından geliştirilen ve Electronic Arts imzasıyla ilk kez 2000 yılında yayınlanan oyun, sektörde adeta büyük bir devrim yaratarak geniş bir hayran kitlesine sahip oldu. Serinin 25. yılına özel olarak geliştiriciler, The Sims 1-2 Legacy Collection ile yenilenmiş grafikler ve çeşitli iyileştirmelerle karşımıza çıktı.
Gerçek dünyadaki gündelik yaşantıyı sanal dünyaya taşıyan seri, oyuncular için büyük bir özgürlük ve eğlence ortamı yarattı. Kendi hayatındaki “kaostan” bir anlığına bile olsun sıyrılmak isteyen oyunseverler, The Sims’in yenilikçi ve huzurlu kollarına kendilerini bıraktı. Yıllar geçtikçe seriye yeni oyunlar eklense de serideki ilk iki oyun hala daha nostalji tutkunları için ayrı bir öneme sahip oldu.
Aralık 2024’ün son günü yayınlanan The Sims 1-2 Legacy Collection paketi serinin ilk iki oyununu tüm genişleme paketleri ile birlikte modern cihazlarla uyumlu bir hale getirdi. Nostalji rüzgarlarının estiği bu heyecan verici yapım, Windows 10/11 cihazlarında ilk kez sorunsuz bir şekilde çalıştırılmaya başlandı.
Biz de Electronic Arts tarafından yayınlanan The Sims 1-2’nin yenilenmiş sürümlerini deneyimleme şansına sahip olduk. Oyunseverler için son derece keyifli ve nostaljik bir deneyime kapı aralayan Legacy Collection paketi, şahsen beni çocukluğumun erken dönemlerine “zaman tüneli” ile taşıdı.
Peki ya incelemeye geçtiğimizde bu oyun gerçekten de beklentileri karşıladı mı? Oyundaki teknik iyileştirmeler, grafik ve oynanış gibi konularda geniş bir inceleme metni hazırladık. Oyunu satın almaya değip değmeyeceğini birlikte analiz ettik. Eğer hazırsanız Plumbob’unuzu takın, Aspiration seviyenizi yükseltin, başlıyoruz!
Bu kültürel fenomen nasıl başladı?
İlk defa 2000 yılında piyasaya sürülen The Sims, oyuncuların sanal karakterlerin rutinlerini oluşturmasına ve yönetmesine olanak tanıyarak yaşam simülasyonu türünde devrim yarattı. Kısa sürede ilgi odağı haline gelen oyun, yenilikçi bir sosyal etkileşim konsepti sundu. Oyun kısa sürede kültürel bir fenomene dönüştü ve video oyun tarihinin en başarılı serilerinden birinin başlangıcı haline geldi.
2004 yılında The Sims 2‘nin çıkışıyla birlikte serinin mekanikleri önemli ölçüde genişledi. Üç boyutlu grafikler, oyun içinde nesillerin yaratılmasına olanak tanıyan bir genetik sistem ve daha karmaşık sosyal etkileşimler eklendi. Bu yenilikler oyunu kendi türünde bir referans haline getirdi ve serinin pazarda önemli bir yer edinmesini sağladı.
![The Sims 2 Legacy Collection](https://webmasto.com/wp-content/uploads/2025/02/The-Sims-2-Legacy-Collection.webp)
Yıllar geçtikçe seri, The Sims 3 ve The Sims 4‘e evrildi. Serinin son oyunu geçtiğimiz yıllarda ücretsiz hale gelerek yeni oyuncuların oyuna olan erişimini kolaylaştırdı. Fakat bu noktada geliştiriciler, oyunda yer alan pek çok ögeyi “oyun içi satın alma” yoluyla oyuncularına sundu.
The Sims aslında küçük bir Matrix mi?
Simülasyon oyunu kategorisinin başlangıcı olarak kabul edilen The Sims serisi bizlere gerçek hayatın korkunç kaosu ve keşmekeşinden bir anlığına da olsa kaçma fırsatı tanıyor. “Keşke her şey bir oyun olsa” arzusuyla çocukluk ve gençliğimizde saatlerce oynadığımız bu oyun, yetişkin bireyler haline geldikçe aslında daha da büyük bir anlam kazanıyor. Aslında oyunun bu çılgın popülaritesini anlamak için arka planda yatan birtakım psikolojik faktörlere göz atmak faydalı olabilir.
The Sims’in en dikkat çekici noktalarından bir tanesi, oyunculara sunduğu “yeni bir dünya yaratma ve yönetme” gücü vermesi oluyor. Yani gerçek hayatta kontrol edemediğimiz bazı durumları bir video oyununda hayata geçirmemiz mümkün kılınıyor.
Yapılan psikolojik araştırmalar bizlere insanların belirsizlik ve kaos gibi durumlarda kendilerini güvende hissetmek adına kontrol duygusunun önemli bir faktör olduğunu aktarıyor. The Sims’in de insanların bu ihtiyacını fazlasıyla karşılayan “dijital bir dünya” sunduğunu söylemek mümkün.
![The Sims Legacy Collection](https://webmasto.com/wp-content/uploads/2025/02/The-Sims-Legacy-Collection.webp)
Amerikalı yazar Jane McGonigal’ın “Gerçeklik kırıldı: Oyunlar bizi neden daha iyi hale getiriyor ve dünyayı nasıl değiştirebilirler?” makalesi, oyun dünyasının insanları stresten kaçmaya davet ettiğine işaret ediyor. The Sims rahatlayıcı evreni ve herhangi bir şekilde “risk barındırmayan” yapısıyla bizlere alternatif bir yaşam vaat ediyor. Yani yaşadığımız “sanal bir dünya” dahi olsa bunun bize verdiği moral-motivasyon stresi geride bırakmamızı ve “kendi hikayemizi baştan çizmemizi” mümkün kılıyor.
Öte yandan Mihaly Csikszentmihalyi’nin “Akış Teorisi” bizlere insanların bir aktiviteyle oyalandığında zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını ve buna bağlı olarak mutluluk seviyesinin yükseldiğini iddia ediyor. The Sims bunun için mükemmel bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Oyunda kendi evimizi inşa edip hayat hikayemizi yazmamız, psikolojik olarak bize tatmin sağlıyor.
“Nostalji” konusunda bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmalar, bu hissin insanlarda bir psikolojik rahatlık sağladığını vurguluyor. İnsanların geçmişte mutlu oldukları anlara dönmesi, orada yaşadıkları kötü anıları hatırlamayıp yalnızca “iyi” olan anlara odaklanmasına yarıyor. The Sims 1-2 Legacy Collection paketi de bizleri 2000’lerin başına, bu oyunları ilk kez oynadığımız “o mutlu zamanlara” taşıyor.
Son olarak “neden The Sims oyunlarını bu kadar seviyoruz?” sorusunun cevabı olarak “alternatif bir hayat yaşama” isteğinden söz edebiliriz. Birçok insan yaşadıkları hayattan pek de mutlu olmayıp, “keşke” ifadesinin altına sığınıyor. Bambaşka bir kariyer, yaşam tarzı ve kişilikleri arzu eden insanlar, The Sims serisi sayesinde bu hayallerini “hiçbir risk olmadan” gerçekleştirme imkanına sahip oluyor.
![The Sims ve Matrix](https://webmasto.com/wp-content/uploads/2025/02/The-Sims-ve-Matrix.webp)
Wachowski Kardeşler imzalı 1999 yapımı The Matrix filmi, insanların gerçeklik algısını sorgulayıp, aslında bir simülasyonun içinde yaşayıp yaşamadığımızı felsefi şekilde sorguluyor. Bu evrende yaşayanlar, bir bilgisayar programı tarafından yaratılan, fakat kendilerinin gerçek zannettikleri bir dünyada hayat sürüyor. The Sims ise bunu daha eğlenceli bir şekilde yorumlayarak, oyunseverlere kendi dünyalarını yaratıp kontrol etme fırsatı sağlıyor.
Uzun lafın kısası, Morpheus’un da dediği gibi: “İçinde olduğumuz dünya, senin inandığın dünyadan çok farklı.”
Ya da: “Bir seçim yapman lazım. Mavi hapı alırsan, burada kalırsın, neyi hatırladığını unutursun. Kırmızı hapı alırsan, gerçekliği göreceksin.”
Mavi hapı seçtiyseniz, The Sims evreninin derinliklerine dalmaya devam edelim…
Modern dünyaya yakışmayan nostaljik grafikler
Electronic Arts tarafından yayınlanan The Sims 1-2 Legacy Collection her ne kadar bu iki nostaljik oyunu modern cihazlarla uyumlu bir hale getirse de ne yazık ki bazı problemler de barındırıyor. Pek çok eleştirmen ve oyunsevere göre bu yapımın en büyük eksikliği, grafik anlamında pek bir iyileştirme sunulmaması oluyor. Bazıları için “hayal kırıklığı” olan bu durum, oyunun “tarihi geçmiş demode grafik tarzıyla” karşımıza çıkmasına yol açıyor.
Geliştiriciler daha yüksek çözünürlükler ve daha modern bir render API’si sunuyor. Bu da doğal olarak grafiklerin daha akıcı bir hal almasına yardımcı oluyor. Fakat bu noktada görsel iyileştirmelerin yer almaması büyük bir eksiklik olarak nitelendiriliyor.
![The Sims Legacy Collection](https://webmasto.com/wp-content/uploads/2025/02/The-Sims-1-Legacy-Collection.webp)
Hem nesnelerin hem de karakterlerin dokuları oldukça eski görünüyor. Bu da elbette oyunların yaşını daha da belirginleştiriyor. Örneğin The Sims 1’de pikselli grafikler ve ilkel modellemeler varken, The Sims 2’de üç boyutlu olmasına rağmen senaryolar ve avatarlar, modern standartlara ayak uydurabilmek için biraz daha iyileştirilebilirdi.
Öte yandan Anti-Aliasing filtreleri ve aydınlatma iyileştirmeleri gibi ince ayarların oyunda yer almadığını da belirtelim. Tüm bu eksiklikler, Maxis ve Electronic Arts ekiplerinin “Legacy Collection” paketi için pek fazla çaba göstermediğini, basit bir PC optimizasyonu ve küçük iyileştirmelerle oyunu modernize edip etiketlendirdiğini bizlere gösteriyor.
Dönemin getirdiği sınırlamalar korunuyor
Yenilenmiş versiyonlarıyla karşımıza çıkan The Sims 1-2 hala piyasaya sürüldükleri zamanki kadar eğlenceli olsa da ne yazık ki yeni oyuncuları hayal kırıklığına uğratabilecek bazı tarihsel sınırlamalarını da koruyor. Her iki oyun da orijinali sadık kalan yapısı nedeniyle döneminin getirmiş olduğu birtakım kısıtlamalar taşıyor.
The Sims 1’de, “İnşa Et ve Satın Al” modundaki öğelerin açıklamalar yer almıyor. Bu da mobilya ve dekorasyon seçimini daha az sezgisel hale getiriyor. Aynı zamanda nesnelerin çapraz olarak konumlandırılamaması, oyuncuların yaratıcılığını önemli ölçüde sınırlandırıyor.
The Sims 2 ise daha gelişmiş ve akıcı bir sisteme ev sahipliği yapıyor. Fakat buna rağmen daha modern versiyonlara kıyasla daha az rafine etkileşimler gibi dönemin bazı sınırlamalarını taşımaya devam ediyor.
Arayüz ve oyun sistemlerinde iyileştirme yapılmaması, oyunların bazı yönlerinin modası geçmiş gibi görünmesine neden oluyor. Dolayısıyla Electronic Arts’ın bu koleksiyonu yeni oyuncular için daha dezavantajlı bir hal alıyor. Koleksiyon bu anlamda daha ziyade eski orijinal oyunları oynayan, seriye sadık oyunseverlere hitap ediyor gibi görünüyor.
PC optimizasyonu ile modern cihazlara “merhaba” diyor
Nostaljik The Sims oyunları ilk defa Windows 10/11 modelleriyle uyumlu bir şekilde çalışıyor. Modern sistemlerle uyumluluk sunan ve Vulkan API‘sini benimseyen oyunlar sorunsuz bir deneyim sunuyor.
Serinin ilk iki oyunu şimdiye kadar modern cihazlarda çökme ve donma gibi pek çok soruna ev sahipliği yapıyordu. Fakat bu özel koleksiyon, eski versiyonlara göre daha kararlı bir oyun deneyime kapı aralıyor.
![The Sims 2 Legacy Collection](https://webmasto.com/wp-content/uploads/2025/02/The-Sims-2-Legacy-Collection-2.webp)
Fakat yine de oyunda dikkate değer bazı sorunlar olduğunu kabul etmek lazım. Kenarlıksız pencere modunun olmaması, oyunu küçültmeden pencereler arasında geçiş yaparak daha esnek bir şekilde oynamak isteyenler için pek de hoş bir deneyim yaratmıyor..
Öte yandan The Sims 2’de pencereler arasında geçiş yapmak can sıkıcı bir yükleme ekranına sebep oluyor. Bu da her pencere değiştirildiğinde, oyuna devam etmeden önce birkaç saniye beklemeye yol açıyor. Bu küçük problemler dışında PC optimizasyonunun yine de başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Serinin ikonik müzikleri karşımıza çıkıyor
Müzik seçimlerinin The Sims serisinin en sevilen unsurlarından biri olduğunu söylemek mümkün. The Sims 1-2’nin ikonik müzikleri serinin hayranları için nostaljik bir tutku olmaya devam ediyor.
Fakat yine de Suffer Well, Pocketful of Sunshine, La Gallina ve That Girl gibi The Sims 2 DLC’lerinin bir parçası olan bazı lisanslı parçaların kaldırıldığını belirtelim. Bu eksikliğin muhtemel nedeni lisans sorunlarından kaynaklanıyor. Fakat yine de Electronic Arts’tan konuya ilişkin resmi bir açıklama gelmediğini belirtelim.
The Sims 1-2 Legacy Collection fiyatı
The Sims serisinin 25. yılına özel olarak piyasaya sürülen modernize edilmiş versiyonlar maalesef ayrı ayrı satılıyor. Bu da serinin hayranları için negatif bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Oyunun fiyatı global olarak ortalama değerde olsa da Türkiye’deki oyunseverler için dolar kuru farkından dolayı biraz yüksek bir hal alıyor.
Oyun şu anda PC için Steam, Epic Games Store ve EA App‘te mevcut. Oyunlar bir paket olarak ya da ayrı ayrı satın alınabiliyor.
The Sims 1 ve The Sims 2 Legacy Collection paketinin her iki oyunu da 719,99 TL karşılığında satılıyor. Bununla birlikte serinin iki oyunun bir arada satıldığı The Sims 25th Birthday Bundle paketi 1.499,99 TL’den listeleniyor.
![The Sims Legacy Collection](https://webmasto.com/wp-content/uploads/2025/02/The-Sims-1-Legacy-Collection-1.webp)
The Sims 1 Legacy Collection‘ın paket içeriği şu şekilde karşımıza çıkıyor:
- Livin’ Large
- House Party
- Hot Date
- Vacation
- Unleashed
- Superstar
- Makin’ Magic
The Sims 2 Legacy Collection paketinin beraberinde getirdiği DLC paketleri ise şunlar:
- University
- Nightlife
- Open for Business
- Pets
- Bon Voyage
- Seasons
- FreeTime
- Apartment Life
- Holiday Party Pack
- Family Fun Stuff
- Glamour Life Stuff
- Happy Holiday Stuff
- Celebration! Stuff
- H&M Fashion Stuff
- Teen Style Stuff
- Kitchen & Bath Interior Design Stuff
- Mansion & Garden Stuff
The Sims 1-2 Legacy Collection sistem gereksinimleri
Popüler hayat simülasyonu oyununun modernize edilmiş versiyonu, pek çok oyuncunun rahatlıkla ulaşabileceği sistem gereksinimlerine ev sahipliği yapıyor. Neredeyse her bilgisayarda rahatça oynayabileceğiniz bu oyunlar, eski ve düşük sistemli cihazlar için de uygun görünüyor.
Ortalama bir bilgisayara sahip olan oyuncuların The Sims Legacy Collection’ı son derece konforlu bir şekilde oynayabileceğini söyleyelim. Grafik anlamında zaten pek fazla iyileştirme yapılmayan oyun, bu nedenle neredeyse her PC’de çalıştırılabiliyor.
The Sims Legacy Collection sistem gereksinimleri şu şekilde karşımıza çıkıyor:
- İşletim sistemi: Windows 10
- İşlemci: i3 3220, Ryzen 3 1200, AMD FX6300
- Ekran kartı: NVIDIA GTX 600, AMD Radeon HD 7000, Intel HD Graphics 620
- RAM kapasitesi: 4 GB RAM
- Depolama alanı: 16 GB kullanılabilir boş alan
The Sims 1-2 Legacy Collection artıları ve eksileri
✅ Avantajları | ❌ Dezavantajları |
Modern sistemlerle uyumluluk | Grafik iyileştirmeleri yetersiz |
Nostaljik müziklerin büyük ölçüde korunması | Orijinal oyundaki bazı müzik ve DLC’lerin lisans sorunları yüzünden yer almaması |
Eğlenceli ve nostaljik bir simülasyon deneyimi | Birçok oyunsevere göre yüksek kabul edilebilecek fiyat etiketi |
DLC paketlerinin ve mod desteğinin dahil edilmesi |
Sonuç: The Sims 1-2 Legacy Collection satın almaya değer mi?
Nostalji tutkunları için oldukça cazip görünen yenilenmiş The Sims oyunları, “geçmişten bir arkadaşla” yeniden buluşup karşılıklı birer fincan çay içmek gibi bir his taşıyor. Fakat yine de bu durum, oyunu haftalarca veya aylarca keyifle oynayabileceğiniz anlamına gelmiyor. Modern grafiklere alışkın oyunseverler olarak bu yapım, yalnızca ara ara uğrayabileceğimiz bir durak görevi görebilir diye düşünüyorum.
Serinin klasik oyunlarını yeniden ele alma fırsatı sunan The Sims Legacy Collection; grafik tarafında pek fazla iyileştirme sunmaması ve bazı DLC paketlerinin lisans sorunları nedeniyle eksik olması gibi konularda bir miktar yetersizlik barındırıyor.
“Bunun yerine ücretsiz olarak The Sims oynamak daha mı mantıklı?” diye düşünüyorsanız, cevap muhtemel “Evet” olacaktır. Ancak dediğim gibi, oyunun zaman zaman oynayabileceğiniz ve eski hatıralarınızı yad edip içten içe mutlu olabileceğiniz bir deneyim sunduğunu söyleyebilirim.
Eğer siz de The Sims serisinin sıkı hayranlarından biriyseniz ve bu klasik oyunları yeniden oynamak istiyorsanız, bu fırsat sizin için eşsiz olabilir. Fakat bu koleksiyonun, yeni oyuncuların çok da ilgisini çekmeyeceğini söyleyebiliriz. Bu oyuncular için The Sims 4 kesinlikle çok daha kullanıcı dostu, erişilebilir ve modern bir başlangıç noktası olacaktır. Üstelik ücretsiz bir şekilde oynanabilmesi de cabası…
![Electronic Arts Sims](https://webmasto.com/wp-content/uploads/2025/02/The-Sims-Legacy-Collection-1.webp)
Son olarak The Sims Legacy Collection’ın özellikle de hafta sonu kendinizi eve kapatıp nostaljik anlar yaşamak için mükemmel bir fırsat olabileceğini söylemek mümkün. Sakın unutmayın ki gerçek hayatın sınırlı olduğu yerde, Sim’lerin hayal gücü sonsuzdur!
Stresi ve kaosu bir kenarı bırakıp, birkaç günlüğüne de olsa hayal gücünüzün izinden gidin. “Dag dag!”