- Konuşma yeteneğini kaybeden Ann Johnson, beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) teknolojisi sayesinde yeniden kendi sesiyle konuşmaya başladı.
- Geliştirilen sistem, beyindeki sinyalleri algılayarak metne veya sese dönüştürüyor ve Johnson'ın düğün konuşmasından elde edilen kendi sesini kullanıyor.
- Özel bir avatarla kişiselleştirilen teknolojinin gecikme süresi 1 saniyeye düşürüldü.
Yapay zeka (Artificial Intelligence) teknolojisi, tıp dünyasında çığır açan gelişmelere imza atmaya devam ediyor. Neuralink gibi şirketlerin faaliyet gösterdiği beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) sistemi, 18 yıl önce geçirdiği beyin sapı felci nedeniyle neredeyse tamamen felç kalan Ann Johnson isimli bir kadının yeniden kendi sesiyle konuşmasını sağlayarak mucizevi bir başarıyı gözler önüne serdi.
Beyin-bilgisayar arayüzü ile düşünce sese dönüştü
“Interesting Engineering” kaynağında yer alan bilgilere göre, Kanada’da 2005 yılında 30 yaşındayken beyin sapı felci geçiren Johnson, nadir görülen ve bilincinin açık olmasına rağmen konuşma veya hareket etme yeteneğini kaybetmesine neden olan “kilitlenme sendromu” (locked-in syndrome) yaşadı.

O zamandan beri konuşma hızı dakikada 14 kelime ile sınırlı olan bir göz takip sistemi kullanarak çevresindeki kişilerle iletişim kurmaya devam eden Johnson, doğal bir konuşma hızından (dakikada yaklaşık 160 kelime) oldukça yavaş bir şekilde konuştuğu için isteklerini ve duygularını ifade etmekte zorluk çekiyordu.
Johnson, 2022 yılında Kaliforniya Üniversitesi’nde başlatılan ve şiddetli felçli bireylerin konuşma yeteneklerini geri kazanmalarını amaçlayan klinik bir deneye katıldı. Araştırma ekibi, beyindeki konuşma motor korteksinden sinyalleri kaydeden ve hasarlı sinir yollarını atlayarak duyulabilir kelimeler üreten bir nöroprotez kullandı.
Cihaz, Johnson konuşmaya çalıştığında sinirsel aktiviteyi algılayarak sinyalleri bağlı bir bilgisayara gönderiyor. Geliştirilen yapay zeka kod çözücü ise sinyalleri metne, sese veya dijital bir avatar üzerinde yüz animasyonuna dönüştürüyor.
Daha doğal bir iletişim için özelleştirilmiş ses ve avatar bulunuyor
Sistemin ilk versiyonunda, yapay zeka modelleri tüm cümlenin tamamlanmasını beklediği için sekiz saniyelik gecikme yaşanıyordu. Ancak yapılan geliştirmelerle birlikte ekip yeni bir mimariye geçerek gecikmeyi 1 saniyeye indirmeyi başardı. Araştırmacılar, Johnson’ın deneyimini kişiselleştirmek için, 2004 yılındaki düğün konuşmasının bir kaydından yola çıkarak kadının kendi sesini yeniden yarattılar.
Johnson ayrıca kendi görünümüne uygun bir avatar seçti ve bu avatar, gülümseme veya kaş çatma gibi yüz ifadelerini bile taklit edebiliyor. Araştırmacılar, nöroprotezleri deneysel sistemlerden standart klinik araçlara dönüştürerek “tak ve çalıştır” hale getirmeyi hedefliyor. Gelecekteki geliştirmeler arasında kablosuz implantlar ve fotogerçekçi avatarlar bulunuyor.
Ann Johnson: “Hayatınızın bitmediğini bilmenizi istiyorum”
Araştırmacılar, sistemin sadece katılımcı kasıtlı olarak konuşmaya çalıştığında devreye girdiğini vurgulayarak, kullanıcı gizliliğinin korunduğunu belirtiyor.
Bu deneyin hayatını değiştirdiğini aktaran Johnson, UCSF’ye yaptığı bir açıklamada, “Hastaların beni görmesini ve hayatlarının artık bitmediğini bilmesini istiyorum” ifadelerini kullandı. Gelecekte ise bir rehabilitasyon merkezinde danışman olarak çalışmayı ve nöroprotez kullanarak danışanlarıyla konuşmayı umut ediyor.
Gecikme süresinin yaklaşık bir saniyeye düşmesi ve yapay zeka modellemedeki sürekli gelişmelerle birlikte, araştırmacılar pratik, gerçek zamanlı konuşma restorasyonunun sadece birkaç yıl içinde gerçekleşebileceğini ve teknolojinin konuşma yetisini kaybetmiş kişileri tedavi etme şeklini yeniden şekillendireceğini düşünüyor. Öte tarafta ise söz konusu teknolojinin felç, ALS veya yaralanma nedeniyle konuşma yeteneğini kaybeden milyonlarca insana yeniden daha hızlı ve doğal bir iletişim kurma şansı tanıyabileceği ifade ediliyor.