- Uzaydaki roketlerin menzilini artırmak amacıyla SpaceX ve Blue Origin, yörüngede "kozmik benzin istasyonları" kurmak için rekabet ediyor.
- Şirketler, roketlerin daha az yakıtla fırlatılıp yörüngede ikmal yaparak daha fazla yük ve mürettebat taşımasını hedefliyor.
- En büyük teknik engel ise uzayın vakumunda doğal olarak buharlaşan kriyojenik sıvı yakıtların depolanması ve aktarılması.
Uzay yarışının yeni dönemi sadece roket fırlatmakla sınırlı değil. Artık hedefler çok daha büyük: Ay ve Mars’a kalıcı üsler kurmak. Bu planların önündeki en büyük engel ise roketlerin ağırlığı oluyor. Sorunu çözmek amacıyla Elon Musk’ın SpaceX’i ve Jeff Bezos’un Blue Origin’i, uzayda “kozmik benzin istasyonları” kurmak için kıyasıya bir rekabete girişmiş durumdalar.
Uzayda neden benzin istasyonuna ihtiyaç var?
“TechSpot” kaynağına göre, bir uzay aracını fırlatmanın en büyük zorluklarının başında yakıt geliyor. ABD’nin uzay kurumu NASA’nın Apollo programı bu durumu net bir şekilde ortaya koymuştu. 1960’ların sonunda astronotları Ay’a taşıyan Saturn V roketinin fırlatma anındaki ağırlığının tamamına yakın bir kısmı sadece yakıttan oluşuyordu.
Fırlatma esnasında daha az yakıtla havalanıp, alçak Dünya yörüngesinde yakıt ikmali yaparak şirketler, uzayın derinliklerine daha büyük yükler veya daha fazla mürettebat gönderebileceklerine inanıyorlar.
Uzayda yakıt ikmali araştırmaları üzerine deneyimli bir isim olan ve şu anda robotik madencilik firması OffWorld’de görev yapan Dallas Bienhoff, WSJ’ye verdiği demeçte, bu yaklaşımın, roketçiliğin ekonomisini yeniden şekillendiren tekrar kullanılabilir fırlatma araçlarıyla birleştirildiğinde maliyetleri de düşürebileceğini belirterek, “Bu yapılmak zorunda. Aksi takdirde, uzayda başarabileceklerimiz sınırlı kalacak” dedi.
Teknik zorluklar uzaydaki en büyük engel
Uzay araçlarının yakıt sorununu çözmenin önündeki en büyük teknik engel ise yakıtın ta kendisi. Hem SpaceX hem de Blue Origin, aşırı düşük sıcaklıklar gerektiren sıvı yakıtlar kullanmayı planlıyor. Fakat uzayın vakumunda, bu sıvılar doğal olarak ısınma ve kaynama eğiliminde oluyor. Bu da yakıt depolamayı zorlu bir mühendislik problemine dönüştürüyor.
Blue Origin CEO’su Dave Limp, buharlaşmayı önlemek için önemli ilerleme kaydettiklerini söylese de, uzmanlar yörüngede kriyojenik sıvıları yönetmenin tahmin edilemeyen davranışlar içerebileceği konusunda uyarıyor. Sıvıyı bir tanktan diğerine aktarmak bile başlı başına bir sorun. Mikro yerçekiminde sıvılar tanklarda tahmin edilebilir şekilde yerleşmiyor. Eta Space CEO’su William Notardonato, “Sıvınızın nerede depolandığını bilemezsiniz. Yakıt tankın en üstünde bile olabilir” diyerek durumu özetledi.
SpaceX ve Blue Origin’in bu sorunu ortadan kaldırma konusundaki yaklaşımları farklı. Elon Musk’ın şirketi, yörüngede bir depo görevi görecek olan Starship’i kullanmayı planlıyor. NASA’nın Artemis Ay programı için geliştirilen roket, birden fazla tanker uçuşuyla yakıt alacak. Ay’a inecek olan Starship ise bu depoya kenetlenerek yakıt ikmali yapacak ve mürettebatla Ay’a doğru yola çıkacak. Tek bir görev için 10 ila 40 arasında fırlatma gerekebileceği tahmin ediliyor.
Blue Origin’in sistemi ise şirketin yeni ağır yük roketi New Glenn ile fırlatılan bir “taşıyıcı” araç üzerine kurulu. Taşıyıcı, Dünya yörüngesinde yakıt alacak, Ay yörüngesine taşıyacak ve oradaki bir iniş aracını hazırlamak için kullanacak.
Ancak uzay endüstrisinin bazı deneyimli isimleri, söz konusu teknolojinin NASA’nın insanlı Ay iniş takvimine yetişemeyeceği konusunda şüpheci. Musk için yörüngede yakıt ikmali yapılması, yıllardır en büyük hedeflerinden biri. Hatta 2017’de, Mars’a ulaşmanın anahtarının bu olduğunu söylemişti. Son sosyal medya paylaşımında ise, 2026 gibi erken bir tarihte Mars’a bir Starship görevi düzenleme şansının “çok az” olduğunu belirtti.
Slight chance of Starship flight to Mars crewed by Optimus in Nov/Dec next year. A lot needs to go right for that.
More likely, first flight without humans in ~3.5 years, next flight ~5.5 years with humans.
Mars city self-sustaining in 20 to 30 years.
— Elon Musk (@elonmusk) August 6, 2025