İlk olarak Ekşi Sözlük’te paylaşılan bir entry ile çok konuşulmaya başlanan ve çocuklar için sakıncalı olduğu vurgulanan Facebook’taki Avataria oyununa tepki yağmaya devam ediyor.
Kısaca bir arkadaşlık & ilişki oyunu olan Avataria, an itibariyle 500 binden fazla kişi tarafından oynanıyor. Oyuncuların kendi avatarlarını oluşturabildikleri, saç & göz rengi gibi kişiselleştirme yapabildikleri bu oyun, ilk bakışta masumane bir oyun gibi gözükse de çocukları olumsuz yönde etkileyen bir yapısı da bulunuyor.
Çocukların bambaşka bir sanal dünyaya girdikleri Avataria oyununda karakterler gerçek kişilerden oluşuyor. Oyunda botlar da olsa, asıl amaç Facebook kullanan gerçek kişiler ile ilişki kurmak ve çeşitli aktiviteler yapmak olarak yansıtılıyor.
Oyunun işleyişinde, karşılıklı olarak geliştirilen sohbetin ardından oyuncuların birbirlerine evlilik teklif etmeleri, kıyafetlerini çıkarıp birlikte yatağa girmeleri gibi aktiviteler de bulunuyor. Bu bağlamda ise Avataria, küçük çocuklar için bir tehdit oluşturuyor.
Tepkinin Başlangıç Noktası: Ekşi Sözlük
Avataria oyununa gelen tepkilerin asıl kaynağı ise Ekşi Sözlük’te paylaşılan bir entry. Ekşi Sözlük yazarı “soğuk ülke” tarafından paylaşılan bu entry, kısaca yazarın yaşadığı bir olayı içeriyor. 9 yaşındaki yeğeninin Avataria diye bir oyun oynadığını gören yazar, oyunun ne denli tehlikeli boyutlara ulaştığını farkediyor ve bunu paylaşma, duyurma gereği hissediyor.
“soğuk ülke” tarafından paylaşılan entry’ye bakıldığında ise Avataria oyununun özellikle küçük çocuklar için ne denli tehlikeli olabileceği görülebiliyor:
“9 yaşında bir yeğenim var. genelde gün içinde minimum 1 saat internete girme hakkı vermiş ebeveynleri. o da her çocuk gibi, facebook’ta arkadaşlarıyla sohbet ediyor. (zira nedenini bilmediğim, anlamadığım ve asla anlayamayacağım bir biçimde hemen hemen her çocuğun bir facebook adresi mevcut.)
dün internetteyken yanına oturup neler yaptığına bakmak istedim. benim yarım aklımda bir çocuk facebookta en fazla bebek giydirip, araba yarışı falan oynar çünkü. ekranda “avataria” diye bir oyun açık, bir sürü avatar oradan oraya yürüyerek “sew olmak isteyen”, “benim evde parti var hadi aşkım gel” yaza yaza dolaşıyor. önce onları oyun içerisinde bağımsız hareket eden “bot” hesaplar sandım. sonra biraz daha yakından bakınca, kişilerin birbiri ile gayet anlamlı bir biçimde iletişim kurduğunu farkettim. hem de ne iletişim!
yeğenime bana oyunu anlatmasını, beğenirsem oynayabileceğimi ve ona ihtiyacı olan can, hamle ya da malzeme vs yardımı yapabileceğimi söyledim. bizim kafa kalmış tabii “çiftlik – candycrash” oyunlarında. “burda” dedi, güzel giyiniyorsun. görevler var onları yapıyorsun, sonra klube gidip kendine bir sevgili buluyorsun.” tam o sırada yanına bir avatar gelip, onunla evlenmek istediğini söyledi. allahım bizimki bir panik, bir mutlu! dedim “tanıyor musun?” “hayır, dedi. tanışacağız.”
şöyle arkama yaslanıp yeğenimin yüzüne baktım. o heyecanla klavyeye abanmış yazmakla meşguldü. 9 yaşında lan daha! 9!
neyse vesselam, karşıdaki şahıs, yeğenime sorular soruyor. nerde okuyosun, kaç yaşındasın vs. bizimki de cevap veriyor. bizimki yazıyor “9 yaşndym” karşıdan cevap geliyor: “demek 9 yaşındasın. ben de 11 yaşındayım”
bi dakka dedim, bu kişi 11 yaşındaysa, ben henüz doğmadım!
hemen pc başından kaldırdım yeğenimi. kendi facebook hesabımı açtım, oyunu buldum ve oynamaya başladım. benim avatarı gayet hanım hanım giyimli, gözlüklü bir tip yaptım. yeğenim atıldı hemen: “ah ya! çok çirkin bir kız oldu bu. kimse bakmayacak sana!”
neyse efenim, oyun içinde bir kaç çer çöp toplayıp başlangıç görevlerini bitirince, hemen parka gidip bir “arkadaş” edinme görevi geldi. parka gittik. daha gireli iki dakika olmadı ki, biri yanıma geldi. “slm” yazdı. “slm” dedim. “arkadaş olalım” dedi. “olur” dedim. istek gönderdi kabul ettim. “hadi bana gel” dedi. o gitti, ben yeğenimin yardımıyla onu takip etmeyi öğrendim. evi olarak dekore ettiği bir odaya girdik. (yeğenimi kibarca yanımdan uzaklaştırdım. zira gidişatı pek beğenmedim.) “kaç yaşındasın” dedi. “” 9 dedim. “tamam, ben de 11, hadi oynayalım.” dedi. “ne oynayacağız ben daha yeniyim. bilmiyorum oynamayı” dedim. “tamam ben sana öğreteceğim.” dedi. ekranın üst köşesinde “*** seni öpmek istiyor” diye bir pencere açıldı. kabul ettim.
bundan sonraki diyalogları aynen yazıyorum:*** – hadi üstümüzü çıkaralım.
ben – neden
*** -böyle oynayalım
ben – ama ben bilmiyorum.
***-tamam. okuyor musun
ben-evet
***-nerde
ben -(salladım bi okul adı)
***-tamam ben de okuyorum. daha önce hiç külodunu çıkarmadın mı
ben-anlamadım
***-külodun ne olduğunu biliyorsun di mi
ben-evet
***-tamam. şimdi onun içinde bişey var ya. o nasıl görünüyor
ben-anlamadım.bilmiyorum
***- tamam. evde yalnız mısın
ben-hayır annem var
***-tamam yanında mı
ben-hayır
***-tamam.gelirse haberver
ben-tmm
***- bundan sonra burda sadece beni bul tamammı başkasını kabul etme
ben-tamam
***-ben sana gold vericem.gelinlik alıcam. puan da kazanırsın. seviye atlarsın
ben- tamam
***-facebook hesabın var mı
ben-annemin var
***-tamam telefonun var mı
ben-yok annem doğum günümde alcak
***-tamam ne zaman doğum günün
ben- temmuzdaa
*** tamam eğer annen almazsa ben sana alırım
ben-telfon mu
***-evet ama burda sadece benimle konuş bir de bana sana gönderebileceğim bi adres lazım
ben- tamam
***-tamam sex oynayalım mı
ben- nasıl oynucaz
***- sen şimdi külodunu çıkar onun içindeki ………
gerisini yazmayacağım çünkü baya baya bildiğin detaylı oldukça açık ve anlaşılır bi biçimde yazdı adam! 9 yaşında olduğumu söylediğim halde. 9 yaşında bir çocuk için bile basit kaçacak bir dille yazdığım halde. baya baya detaylı ve açık anlattı adam!
elim ayağım hala titriyor. kendimi 9 yaşında bir çocuk gibi taciz edilmiş, mahremine girilmiş hissediyorum.
napıyorsunuz abi çocuklarınıza!
çocuklarınıza ne ya-pı-yor-su-nuz!
nasıl farkında olmazsınız, nasıl ilgilenmezsiniz neyi – nasıl kullandıklarıyla?
nasıl kontrol etmezsiniz?
girdiği bir oyunu nasıl incelemez, nasıl “neyse hazır o oynuyorken ben de telefonumdan internette gezineyim” dersiniz?
nasıl farkında olmazsınız tehlikenin!
allah kahretsin, nasıl?!!olmaz, olmayacak belli. ama bir umut, bir anne ya da baba “dur lan şu çocuk avataria diye bir oyun oynuyor. bir bakalım nasıl bir oyunmuş bu” diye merak eder de, internette arama yapmayı akıl ederse, bu yazı önüne düşsün, o koca kafasına balyoz gibi insin diye paylaşıyorum burda!
çocukların gerçekte öğretmenleri, akrabaları, hatta öz babaları tarafından 5’er 10’ar taciz edildiği ülkemde, sanaldan bişey olmaz diyen olursa bu yazının altında, peşin peşin belasını versin!
hadi, kalın sağlıcakla!”
soguk ulke
Ne yapmak gerekiyor?
1- Şikayet edin: Avataria veya çocuklar için tehlike arz eden diğer oyunlar, web sayfaları veya sanal ortamlar için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından yönetilen şikayet hattını kullanmak gerekiyor. www.ihbarweb.org.tr adresi üzerinden ulaşabileceğiniz “İhbar Web” sayfasında, gerekli bilgileri doldurarak ilgili oyunu şikayet edebilirsiniz.
2- Avataria’yı kaldırın ve engelleyin: Oyunu Facebook hesabından kaldırıp, engellemek de mümkün. Kaldırma işlemini Facebook’taki Ayarlar > Uygulamalar kısmı üzerinden yapabileceğiniz gibi; engelleme işlemini de Ayarlar > Engelleme kısmından gerçekleştirebilirsiniz.
3 yorum
Bir an okulda verilen oyun tasarim teori tarzi dersler aklima geldi. Hic kimse de demiyor ki daha akli ermeyen cocuga yaptigin oyunda yataga girme gorevi verme diye. Hadi yapildi. Kimse de cikip demiyor ki biz bunlari bi adli olarak yargilayalim. Neyse.
Bu kan
Bu tür sitelerden şikayetçi iseniz bu siteden şikayet ediniz;
ihbarweb.org.tr