Sabahları sizi uyandıran tek şey başucunuzdaki çalar saat mi? Akşamları uykunuzun gelmesinin tek sebebi yorgunluk mu? Bu sorulara “evet” cevabını veriyorsanız yanılıyorsunuz demektir.
İnsanların hormon salınımından kuşların göçüne kadar olan biten herşeyi düzenleyen biyolojik bir saat vardır. Bu saat sayesinde doğru saatte doğru işler yapılır. Günün ilk ışıklarıyla uyanmanızı ve 24 saatin sonuna doğru da uyumanızı sağlayan şey vücudunuzdaki biyolojik ritimler sayesinde olur.
Canlıların günlük, aylık, yıllık, mevsimsel vs. tekrar eden ritimleri vardır. Bu ritimler sayesinde vücutlarındaki fizyolojik olayları veya döngüleri düzenleyebilirler. Kronobiyoloji, biyolojik ritimlerin sürelerini inceleyen bilim dalıdır. Örneğin; sabah açıp akşam kapanan bir çiçek, kış uykusuna yatan hayvanlar, kuşların göç etmesi ya da yılda bir kez çiçek açan bir bitki, bu ritimlere örnek gösterilebilir.
İnsan vücudunun işleyişi yani fizyolojik mekanizması, biyolojik saat adı verilen doğal bir ritimle yönetilir.
Biyolojik saatler, oluşturduğu ritim süresine göre sınıflara ayrılır.
[table attr class=”table-bordered”] RİTİM,TANIM,ÖRNEKUltradyan Ritim,Bir günden daha az süreyle tekrarlanan olaylardır.,Kalp atışlarının ritmi
Sirkadiyen Ritim,Yaklaşık 24 saat içinde yada her 24 saate bir tekrarlanan olaylardır.,Uyku düzeni
Infradyan Ritim,24 saatten yani bir günden daha uzun süreyle tekrarlanan olaylardır.,Menstrüasyon döngüsü
[/table]
İnsanlarda yaklaşık 24 saatte bir tekrar eden günlük ritimler vardır. Bu günlük ritim değişikliklerine sirkadiyen ritim denir. Ayrıca, 24 saatlik süre içindeki metabolizma ve davranış temposu olarak da tanımlayabiliriz. Sirkadiyen (İng: Circadian) kelimesi Latin kökenli olup circa “etrafında” , diem ve dies “günlük veya bir güne yakın” anlamındadır. Daha çok bitki, havyan, mantar ve siyanobakterilerde görülür.
Biyolojik saat nasıl çalışır?
Biyolojik saatin günlük, yani sirkadiyen ritmini düzenleyen en önemli hormonu melatonindir. Karanlıkta salınan bu hormon uykuya geçişi sağlar. Melatonin, kişiden kişiye değişse de yaklaşık olarak 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanan bir hormondur. Salgılanma zamanlarında maruz kalınan yüksek ışık salınımını bozar ve uyku problemlerine neden olur. Kısaca özetlemek gerekirse periyot şu şekilde işler:
Işık → Göz → RHT (Retinohypothalamic tract) → SCN (Suprakiazmatik çekirdekler) → SCG → Pineal Bez → Norepinefrin → cAMP → Melatonin
Biyolojik saati bozan durumlar
- Jet-lag: Uzun uçak yolculuğunda biyolojik saatlerin düzeni bozulur, bundan dolayı yorgunluk, uykusuzluk gibi sorunlar ortaya çıkabilir,
- Gece vardiyaları,
- Uykusuz bırakma (Yeni doğan çocuk, işkence altındaki kişiler),
- Kutup ve uzay yolculukları,
- Işık (Geceleri ışıkların kapatılmaması ya da yeterince karartılmaması),
- Gece istirahatini ve uyku düzenini bozan eğitimler, gürültüler, ibadetler, yaşam tarzı vs.
Biyolojik saat dilimleri
GÜNAYDIN
06.00: “Kortizon” adı verilen uyandırma hormonunun salgılanmasıyla organizma uyanıyor. Metabolizma hareketleniyor.
07.00: Spor yapmaktan kaçının. Kalbe ve dolaşıma gereksiz yüklenirsiniz. Kahvaltı için en ideal saat, sindirim oldukça iyi.
08.00: Fazla miktarda hormon salgılanıyor. Sigara tiryakileri için de durum aynı. Kahvaltı sigarası, damarları her zamankinden daha fazla daraltıyor.
09.00: Vücudun en kuvvetli ve dirençli olduğu saat. Herhangi bir hastalık için iğne olacaksanız bu en doğru zaman.
10.00: Organizmanın kendine geldiği saat.Vücut en yüksek ısı seviyesinde. “Kısa süre belleği” iyi durumda. Bir önemli ayrıntı: 10.00 ile 12.00 arası enfarktüs olaylarına sık rastlanıyor.Verimliliğin fazla olduğu bir saat, ders çalışmak için ideal.
11.00: Vücudun tam formunda olduğu, verimli olmaya programlı bir saat. Kalp ve dolaşım o kadar zinde ki yapılan muayenelerde kalpteki bir bozukluk gözden kaçabilir. Hazır cevaplık tavan yapar, özellikle hesap işleri, matematik ödevleri rahat ve iyi bir şekilde, zorlanmadan çözülür.
VERİMLİLİK AZALIYOR
12.00: Dinlenme saati. Dikkatın azaldığı bir saat. Midedeki asit miktarı fazlalaşıp, beyindeki kan akışı azalıyor. İstatistiklere göre öğle uykusu uyuyabilen kişilerde enfarktüse %30 oranında az rastlanıyor.
13.00: Verimlilik, gün ortalamasının %20 aşağısına iniyor. Bütün organlar en alt düzeyde çalışıyor, sadece safra öğle yemeğini hazmetme faaliyeti gösteriyor.
14.00: Tansiyon ve hormon düzeyi düşüyor. Diş doktorundan korkanlar için en uygun randevu saati. Çünkü bu saatte acı az hissediliyor. Lokal anestezi uzun süre devam ediyor (30 dk.).
15.00: Enerji geri geliyor, bellek tam formunda. İkinci verimlilik dönemi başlıyor ama sabahkinden az.
16.00: Spor için en iyi saat. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumda.
17.00: Organların faaliyeti üst düzeye çıkıyor. Kuvvet artıyor, oksijen harcanıyor, böbrekler ve mesane çok çalışıyor. Tırnaklar ve saçın en çabuk uzadığı zaman. Midedeki asit miktarı artıyor.
18.00: Akşam yemeği için en ideal saat. Pankreas bu saatte özellikle aktif.
19.00: Kan basıncı ve nabız düşüyor. Bu nedenle kan basıncı düşüren ilaçlara dikkat, tehlikeli olabilirler. Antidepresanların tesiri de bu saatte daha fazla.
YEMEK SAATİ BİTİYOR
20.00: Karaciğerdeki yağ düzeyi düşüyor ve kirli kan kalbe her zamankinden daha fazla akıyor. Alerjisi olanlar ve astımlılar ilaçlarını bu saatte almalı. Etkisi hemen görülüyor. Antibiyotikler de az dozda alınsa bile etkileri en üst düzeyde oluyor.
21.00: Sindirim organlarının günlük görevi sona eriyor. Bu yüzden gelen herşey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalıyor ve bu çok tehlikeli. Kalan yemekler bağırsak sahasındaki mukozaya hücum ediyor.
22.00: Akyuvarlar aktif hale geliyor. Sigara içenler dikkat! Bu saatten sonra vücut nikotin gibi zehirleri çok zor atıyor.
23.00: Organizma gün boyunca aktif faaliyet gösteren stres hormonunun salgılamasını durduruyor. Sakinleşip, rahatlıyoruz.
TATLI RÜYALAR
24.00: Uyurken deri hücreleri durmadan çalışıyor, gündüz olduğundan daha sık bölünüyor. Ayrıca ilk rüya safhasıdır. Yarım saat içinde rüya görmeye başlıyoruz.
01.00: Verim en alt düzeyde. Bu saatte çalışanlar hata yapabiliyor, dikkat azalıyor, çünkü vücut kendini uyumaya programlıyor.
02.00: Araba kullananlar dikkat; görme zayıflıyor, tepkiler yavaşlıyor, kazalar bu saatte çok oluyor.
03.00: Bedenin de ruhun da en karanlık safhası. Melatonin hormonunun salgılanması tembel ve kararsız yapıyor. İntihar edenlerin sayısı fazlalaşıyor.
04.00: Stres hormonundan enerji kazanıyoruz. Enfarktüs krizleri saat 04.00 ile 06.00 arasında çok oluyor; çünkü kan basıncı oldukça yükselip, damarlar geriliyor. Doğum yapma olasılığının en yüksek saati.
05.00: Stres hormonu bizi faaliyete geçiriyor ve gündüz değerinin tam 6 katına çıkıyor. Vücudumuz harekete geçiyor kaybolan enerji yeniden geri geliyor. Yeni bir gün başlıyor.
Kendiliğinden belirli bir düzende çalışan biyolojik saatimiz çeşitli durumlar yüzünden bozulursa, vücudumuzda bazı değişiklikler olur. Hormon salınımları değişir, kalp ritimlerinde bozukluk olabilir, yorgunluk, halsizlik ya da diyabet ve obeziteye varan sorunlarla karşı karşıya gelebiliriz. Vücudumuzu kolumuzdaki saat gibi düşünürsek, zarar görmemesi için zamanında bakımını yaptırmalıyız.
Kaynaklar: Chronobiology Lectures 2012 – Alper Karakaş, The Pineal Gland and Melatonin